Çocuklarda Sağlıklı Beslenme için Yapılandırma ve Bağımsızlık Dengesi
Aston Üniversitesi'nden yapılan yeni bir araştırma, ebeveynlerin çocuklarında sağlıklı beslenme alışkanlıklarını nasıl daha etkili şekilde teşvik edebileceğine dair önemli bulgular ortaya koydu. Psikoloji Fakültesi’nden Profesör Jacqueline Blissett liderliğinde yürütülen çalışma, özellikle “iştahlı” olarak tanımlanan çocukların yemek ve atıştırma zamanlarındaki ebeveyn tutumlarını inceledi. Bu çocuklar, çevresel ya da duygusal uyaranlara karşı yemek yemeye daha yatkın olduklarından, obezite açısından en riskli grubu oluşturuyor.
Araştırma, ebeveynlerin ruh hali veya günlük yaşam koşullarının, yemek zamanlarında uyguladıkları beslenme yöntemlerini nasıl etkilediğini analiz etti. Bulgulara göre, çocukların sağlığına öncelik veren ve öğün zamanlarını belirleyen ebeveynlerin, genellikle destekleyici beslenme yaklaşımlarını benimsedikleri görüldü. Bu destekleyici yöntemler arasında çocukla birlikte yemek yemek, ne yeneceğine birlikte karar vermek ya da çocukların yiyecek seçimlerinde söz sahibi olmalarına olanak tanımak yer alıyor.
Araştırmanın başyazarı Dr. Katie Edwards, çocuklarda sağlıklı yeme davranışını teşvik etmenin üç temel yolu olduğunu belirtti: Besleyici ve dengeli öğünler sunmak, yemek ortamını sakin ve pozitif kılmak ve günlük olarak üç ana öğün ile iki ara öğün şeklinde yapılandırılmış bir beslenme düzeni sağlamak. Bu yapı, çocuğun hem yemek zamanlarında ne bekleyeceğini bilmesini sağlıyor hem de besin seçiminde sorumluluk kazanmasına yardımcı oluyor.
Araştırmada, 3-5 yaş arası iştahlı çocukların ebeveynleriyle çalışıldı. Katılımcılar, akıllı telefonlarına indirilen bir uygulama aracılığıyla 10 gün boyunca günlük ruh halleri ve yemek zamanlarına dair mini anketleri doldurdu. Bu anketlerde çocukların yemek talepleri, yeme ortamları, ebeveynin hedefleri ve uygulanan beslenme stratejileri değerlendirildi. Amaç, gerçek zamanlı veriyle ebeveyn tutumlarını anlamak ve daha sağlıklı beslenme alışkanlıkları için öneriler geliştirmekti.
Daha önceki araştırmalar, çocukların dört ana yeme davranışına sahip olduğunu gösteriyordu: “İştahlı”, “tipik”, “kaçıngan” (seçici) ve “duygusal” yiyiciler. Bu çalışmada ise yalnızca iştahlı çocuklara odaklanıldı. Dr. Edwards, bu bulguların çocukluk çağı obezitesi riskine karşı ailelere verilecek destek programlarının şekillendirilmesinde önemli rol oynayacağını vurguladı. Yapılandırılmış ama aynı zamanda çocuğun bağımsızlığını destekleyen bir yaklaşımın, sağlıklı yeme alışkanlıklarının gelişmesinde etkili olduğunu belirtti.